Merih Kenet kanserle Yoga

HAYAT ÖĞRETTİKLERİN İÇİN SANA TEŞEKKÜRLER…

Hayatla yolculuğumda yaşadığım büyük bir öğretiyi sizlerle paylaşmak isterim.

Yoga ile tanışmam ve hayatıma geçirmem yakın bir arkadaşım sayesinde oldu.Bu anlatacaklarım onun hayatla mücadelesinin başarı öyküsüdür.

Herşey 2008 Eylül ayında can arkadaşımın basit bir rahim ameliyatı ile başladı.O gün evde saatlerin geçmesini beklerken kendimi birkaç dostla beraber hastanede buldum.Normalde 1 saat sürmesi planlanan ameliyat , nedense uzun sürmüş ve 6 saate doğru varmış olduğunu duyduğumda , hissettiğim sıkıntı ve huzursuzluktu.Buna garip bir önsezi de diyebilirsiniz.

Eşi ve çocuklarını oda kapısında gördüğümde , doktoruyla konuşmuş ve birşeylerin normal gitmediğini , rahim , yumurtalıklar ve apandistin alındığını öğrendiğimde kötü huylu doku ihtimali tahlile gönderilmişti bile.Sonucu 3 gün sonra geldiğinde doktorun tahminleri doğrulanmış , 3.evre karın içinde kötü huylu tümörlerin varlığı konuşulur hale gelmişti.

İşte o günden itibaren bu “ Kanser “ denilen hastalıkla ilgili bilgileri öğrenip , araştırmaya başladım.Sanki ben tümörle savaşıyordum hissi ve kendimi buna kaptırışım…Bu savaşla ilgili bilimsel araçlar istiyor olmam neredeyse doktor kesiliş vaziyetlerim ise inanılmazdı.

Ne yapacaksam ? Şimdi geriye dönüp baktığımda bunu olayın sıcaklığındaki algıdan doğan çaresizlikten kaynaklandığını görebiliyorum.

Gelelim arkadaşımın bunu kabullenişi , hastalığını öğrendiği andaki duruşuna. Gözlerindeki cesaretin ve mücadele için hazır olduğunun ışıklarını görüşümün bana inanılmaz geldiğini itiraf edebilirim sizlere.

İnanamıyordum.Herşeye olumlu yaklaşan ben , öğrencilerime ve dostlarıma olumlu düşünmenin sırlarını anlatan ben içimden neden ? , nasıl yani ? , rüya mı bu ? , nereden çıktı şimdi bu ? sorularını soruyor , için için de öfkeleniyordum.

Sevdiğiniz insana birşey olduğunda , becerebildiğinizden daha güçlü olmanız gerekiyor. Ve inanın bu öyle bir duruş ki kendinizi hemen toparlayabiliyorsunuz.O kuvvet belki de Yaradan tarafından akıyor size.Bunu deneyimlediğim bir gerçek  , ona sarılıp “ benim güçlü kadınım , sonuna kadar savaş “ dediğimi hatırlıyorum.

Aslında onun beden dili beni kendime getirmişti.Ayrıca çalışmalar inançlı insanların deneyimlerinin daha iyi olduğunu da gösteriyor.

Gücünün nereden kaynaklandığını bilemem ama bu güce hayranlığım sonsuzdur.Gördüğüm şu ki , burada insanın başına ne gelirse gelsin , büyük bir farkındalıkla önce kabul edip , hemen ne yapmalıyım ve bu başıma gelenin benim hayrım için bir gelişme olduğu gerçeğini kabul etmesi çok büyük fayda sağlar diye düşünüyorum.

Herşey sakin , olması gerektiği gibi akıyor.Ağır kemoterapileri devam ederken , sanki zorluklar değil , büyük bir yumağın saten iplikleri çözülmeye başlıyordu.

Bu arada arkadaşım çok eski bir yogacı yani farkındalık konusu daha önceleri keşfettiği bir deneyim.

O gün onunla gurur duydum.Ben ona boşuna güçlü kadınım dememişim diye takılıp , kendime de pay çıkarttım.

Düşünüyorum da ;

Hayat ne tuhaf ; inişler ve çıkışlar , keskin virajlar ve yol ayrımlarıyla dolu ,insanın  bir uçurumun kenarına kadar gelip de , geri dönüp , hayata tutunuşu gibidir yaşananlar…

Bir sabah uyandığımızda , neler değişiyor hayatlarımızda , hastalıklar ve kişisel felaketlerdeki gibi.

Onun için her saniyemiz değerli , bunun keyfine varıp günlerimizi neşeli ve amacı olan hayallerle bezenmiş bir yaşama dönüştürmek , yaşama sevinci ve içimizdeki inanılmaz potansiyelleri keşfetmek en önemli şey bence.

Sancıların yoğun olduğu durumlarda , ağrıya karşı koymak yerine , nefesine geri döndüğünü söylüyordu.Bu muhteşem bir kafa tutmaydı ağrıya karşı , kol ve bacaklarıyla konuşur gibi.Kendini kasmak yerine , büyük bir farkındalık oyunuyla negatif hikayeler üretmeden , akışa bırakmak kendini. ( bunu kendi keşfetti bu süreçte )

Acı bedenine ve ruhuna sanki GELİŞMEyi öğretiyordu.

Aradan 1,5 sene geçti.O şimdi gayet sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürüyor.Hayatla hesaplaşmış bir KAHRAMAN benim için.

Sohbetlerimizde bana kanserin başına gelen iyi bir şey olduğunu söyler.İnsanın başına gelen , mahveden bir hastalık nasıl iyi bir şey olur ? derseniz eğer size ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM der.

Bence kendi içindeki POTANSİYELLERİ görmenin verdiği inanılmaz ZAFERDİR bu yaşadığı .

Amerika ‘ da yaşayan ünlü bir Türk psikiyatrın gözlemine göre :

“ Bir hastalıkla savaşmak , hastalanan kişiye daha evvel tanımadığı bir güç verir ve onu çoğunlukla öyle kökten değiştirir ki , sevdikleri kendilerine “ BU BİZİM “ tanıdığımız kişi mi? Diye soracak kadar şaşırırlar.”

Eskimolar arasındaki bir inanca göre , insan hasta düştüğünde herzaman ki ismi onu “ TERK EDER “ diyor .Hastalıklarımızda TANRI bize geri döner ve bir bütünün parçası olduğumuzu öğretir.Belki de hayat rotamızı değiştirmekle de güzelleşebilir herşey…

Size şöyle demek isterim :

Kapınızı çalan ne olursa olsun , kayıp , hastalık , ayrılık…Kendinizi bırakmayın , içinizdeki güce güvenin ve hayata sıkıca tutunun.Sadece aklınıza ve kendinize güvenin.Umudunuzu kaybetmeyin ve sahip olduğunuz herşey için TANRI‘ya teşekkür edin ; sabah yataktan kalkabildiğimiz , günü kucaklayabildiğimiz , sevdiklerimize dokunabildiğimiz , her lokmanın lezzetine varabildiğimiz ve herşeyi yaşayabildiğimiz için…

Ben izlediklerimden öğrendiklerime , o ise yaşayarak keşfettiklerine minnettarız.

Can dostum , canım arkadaşım ;

Bu senin hastalıkla savaşıp , zaferinin hikayesidir.Kendinle gurur duy. Zaferin değeri ancak deneyimler sayesinde belirlenebilir.

HAYAT ; öğrettiklerin ve öğreteceklerin için TEŞEKKÜRLER SANA…..

Euripdes ‘ in dediği gibi :            

“ Hiçbir şey HAYAT ve onu DOLDURAN DAKİKALAR kadar değerli değildir.”

Merih Kenet